31 Temmuz 2011 Pazar

Fare

Kucuk bir farenin ne kadar buyuk bir dunyasi olur dusunsenize. Ne kadar buyuk! Buyuklugu karsisinda hayrete dustugumuz yapitlarin onlaraa gore daha, daha, daha buyuklerini oturmus seyrediyorlar. Kendilerine ait olmayan buyuk binalarla dolu bir Dunya'nin sakinleri ve sahip olamadiklari mulklerin multecileri onlar. Kendi hayatlari disinda kalan bir suru, baska hayatlar.. Bir yerlerde umursamadiklari kocaman isler gerceklesmekte. Biz de umursamiyoruz.

Düş

Bir şeylere/yerlere ait olma ve onlara ulaşma çabası adina yaptığımız şeyler çok çılgınca. Ve sonra onlar olur birer düş kırığı.

Kehanet

Hayatin boyunca "daha iyisini yapabilirdim cunku daha iyiyim" halisunasyonuyla besleneceksin. Gercek olanla eger bir gun karsilasirsan o gun açlıgının basladigi gun olacak. Her zaman kucumseme kapisindan kacip gideceksin. Takilip dusersen etrafa savurdugun deli kahkahalardan birini atmak icin orada olacagim.

26 Temmuz 2011 Salı

Amy

Hemen klavye basina gecmek, resim paylasip yorumlar yazmak istemedim. Bu yuzyilda hayranlik duydugum bir kac isimden biri benim icin Amy. Ama farkediyorum ki Amy sahit oldugumuz bir efsane olmaktan ote su dunyada hicbir sey uretmemis bunun bilincinde olan kompleksli etrafta dolanan sacmaliklar ve kendinden olmayani kendi dogrularini esas almayanlari harcayan tipler icin turnusol kagidi gorevi de goruyormus. Zor olacak biliyorum ama rica ediyorum; susun.

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Konuşma sırası bende

Aynada ne görüyor olmalısın veya bugüne geçmişten neler taşıdın ki bu kadar acımasızsın? Ayrıca sahip olduklarının gerçekten yeterli olduğunun inancına bir anda nasıl kapıldın? En ufak bir sözle komplekslerin gün yüzüne çıkıyor, bunun farkında mısın? O denli defolu gözüküyorsun ki buradan senin için üzülüyorum. Hem de çok. Yıkmak istediklerinden çok daha kötü durumdasın. Yazık, bizim senin için düşündüğümüz sıfatlarla sesleniyorsun insanlara, söylemeli miyiz artık bilmiyorum? Çünkü biz seni o sıfatlarla tamamladık. Sen "öylesin". Uyan.

12 Temmuz 2011 Salı

Malesef

Kendi zamanında kısa yolculuklar yapanlardan farklı ben daha çok oralarda yaşıyorum, geçmişte. Endişe veya pişmanlıkla besleniyor olsaydım kapladığım alan için özür diliyor olurdum.

Gitti ama burada

Varlığını hayatımdan çekip koparmış insanlar var ama beni hala rahatsız ediyorlar. Rüyalarımdalar, sadece rüyalarımda. Onları arıyorum, bulmaya çalışıyorum. Kaybettiğimi bu denli bilincimin en alt kademelerine özenle iter saklarken sürekli rüyalarımda dolanmaktalar. Hiç kendinizden korunmanız gereken zamanlar oldu mu? Arada bir gelir başıma. Bu da onlardan biri. Diyorum ki kendime; kes artık rüyalarda savaşmayı, korkaksın anladık rahat bırak en azından kendini.

Sorgu

Hayatın tatmin edebildiği insanlar da var farkındayım. Ama her nedense görmek istediğimi görürüm ben. Neyse genel olarak sıyrılıp kaçıp gitme arzusu içinde delirmekteyiz NEDEN? Nedir bu karşı koyamadığımız hoşnutsuzluk. Sürekli bir kaosun içine çekenlerden bıktık biraz sessizlik arayışı derken artık hayatımızın tek mottosu haline geldi bu "kurtulmak istiyorum buralardan"